16 Ağustos 2007 Perşembe

A.K. ( kuyumcu, orospu ve travesti)

Yazlık göreceli lüks mekanlarda sezon sonu yaklaşınca bir boşluk olur haliyle. Bir hafta önce iğne atsan yere düşmeyecek plajlarda, klüplerde falan insan kalmaz aniden. Okullar açılmıştır, çılgın şehirliler evlerine dönmüştür. İşte bu mekansal rahatlamanın başladığı arada oralarda çalışanların yakınları falan avantadan mekana girmeye başlarlar. Çok da güzel olur. Renklenir, hareketlenir ortam. İki hafta önce makyajı bozulmasın diye suya girmeyen, silikonlar yüzünden memeleri yapıştırılmış alçı gibi duran kızların ve moda diye sörfçü şortlarıyla dolaşan fakat sörfçünün de göbeklisi mi olurmuş dedirten delikanlılarımızın ve kendini delikanlı sananların yerini minibüs şöförü tarzı eyvallahcı babalar, abiler alır. Kendileri kendilerini inkar etmeyen daha gerçek karakterlerdir ve onların gelişiyle mekana gizliden bir renk, bir hareket gelir.
Şanslıysanız şöyle bir anlatıma şahit olursunuz. Değilseniz de ben dinlerim o anlatımı, sonra da size anlatırım.

Bırakmasa daha iyi olacak seyrek bıyıklarının altında en ucuz porselenden yapılmış tipex beyazı dişleri parlayan, sörfçü şortu değil Pazar Nike'i giymiş göbekli bir Türk erkeği mindere uzanmış anlatıyor. Etrafın arkadaşlarıyla dolu.

Hafta içi dükkanı kapattım amına koyiim gavur amı gibi yanıyor ortalık. Haydi dedim denize gideyim, Şile taraflarına şöyle. Yalnızda gitmeyeyim dedim, bizim mahallede benim bir tane eğlencelik çıtır var. Orospu kendisi, beni çok sever "abi" der bana. Dedimki gel kız senle Şile taraflarına gidelim.

Minderimi yakınlarına bir yere çekerim. Dinlemem gerek bu muhabbeti ve hatta izin verirlerse katılmam gerek. Güzel bir şey anlatacak biliyorum, kaçırmadan dinliyorum.

"Gelemem abi" dedi. "Bir arkadaşım var morali bozuk biraz" falan dedi. "E, o da gelsin" dedim. Tamam, dedi. İkisi beraber geldiler benim dükkanın oraya. Arkadaşına da baktım uzaktan şöyle irice bir şey amına koyim. Sonra yaklaşınca bir baktım ki travestiymiş amına koyim. Bozacının şahidi şıracı, orospunun arkadaşı travesti. N'apalım amına koyim dedim, yürüyün gidelim. Şile'de şöyle gözden uzak küçük bir koy bulduk, takılıyoruz kendi aramızda falan. Travestinin muhabbeti de bir güzel çıktı amıa koyim anlatsam inanmazsın. Erkek kalsa delikanlı olurmuş ama ne olmuşta ipne olmuş orasını bilemem artık.

Sonra baktım bizim kız denize gitmiş amına koyim. Denizde sakindi, biz de travestiyle takılıyoruz, emmeli gömmeli muhabbete girelim falan derken tam, uzaktan bir çığlık geldi amına koyim. Az evvel süt liman deniz sanki kızın girmesini bekliyormuş. Sen bir kabar amına koyim! Al kızı götür açıklara!

Am-mına koyim, amına koyiimm!

Karadenizden korkacaksın abi! (iki eliyle dur işareti yaparak)

Dalga kızı almış götürüyor amına koyim. Travestiyle koştuk deniz kenarına fakat suya atlayamıyoruz a.k. Atlasak atlamasak derken baktık kız batıp çıkmaya başladı. Ben ellerimi belime bağladım iki metre gidemem köpüklenmiş, azmış karadenizde. Ondan sonra üçümüz de geberip gidecez gazeteler diyecek ki bir fahişe bir travesti bir de kuyumcu alem yaptıktan sonra boğuldular diye. Alem yapsak içim gam yemeyecek amına koyim. Sonra baktım bu travesti dayanamadı, çıkarda üstündekileri atladı suya. Deli gibi tepişti durdu suda da kızı kaptığı gibi geri getirdi. Travesti benden daha delikanlı çıktı amına koyim. Sonra orospu kendisine zor geldi bir kaç dakika. İkisinin de morali bozuldu falan. Bizim muhabbet de yarım kaldı amına koyim. İkisini de eve geri getirdim amına koyim. Bendeki de şans amına koyim.

Bendeki ise gerçekten şans! Ammına koyimm!

K.

3 Haziran 2007 Pazar

Ayaklarım geri gider

Sünnetçiye giden omuzları düşük çocuk, babasında dayak yiyeceğini bilerek eve yaklaşan sinmiş kız, gönülsüzce kocaya varan dokunsan zırlayacak yeni gelin, yıkanmaya giden ve tırnakları çıkmış kedi yavrusu, maaşına zam için müdür kapısını tıklatan memur ve az evvel topun dibine abandığından ötürü camını kırdığı evin sahiplerine yeni aldığı topunu istemek için giden çocuk....

Bitti mi?

Bitmedi ;

Kaybettiği tüfeğin hesabını vermek için komutanına "bir maruzatım var gomutanım" diye aslanlar gibi bağırmaya hazırlanan asker, dişçinin kapısını çalmak için koluna kaldıran ve şiş dişinden ötürü yüzünün simetriği şaşmış hasta, ölüm haberi vermek için yoğun bakımın kapısına yürüyen doktor ve rakıyı kafaya çekmiş, bir de karnı fena acıkmış mağara erkeğinin yemeği yakmış karısı ve "ben bunu bir test edeyim" diye aldığı arabayı çarpmış ve olay mahallinde ustasını bekleyen tamirci çırağı...

Bitti mi? Bitmez elbet, ama keselim burada yeter.

O eşikten geçmek gerek.

K.